Soğuk bir ortamdaki çocuklarını kalın kıyafetler giyme konusunda ikna etmeye çalışmak, ebeveynler için oldukça zaman alıcı bir uğraş.
Prostock-Studio/iStock
Yüzlerce kişilik bir salonda sunum yapılırken, uzun süredir haber beklenen bir iş için yapılan mülakat sırasında, dönemin en zor dersinin sınavında, romantik bir iletişimin başlangıcında... Bu gibi durumlarda karın bölgemizde bir tuhaflık hisseder ve bunu “midemizde kelebeklerin uçuşmasına” benzetebiliriz. Genellikle heyecan, mutluluk, stres ya da kaygı gibi duygu durumlarında karşılaştığımız bu garip hissin kaynağı, sinir sisteminin yol açtığı bazı fizyolojik değişimlerdir.
Sinir sistemimizin beyin ve omurilik dışında işlev gösteren bir bölümü olan otonom sinir sistemi, istem dışı bazı faaliyetlerin gerçekleşmesinden sorumludur. Kalbin çalışması, solunum, sindirim, boşaltım ve terleme gibi faaliyetler, bu sistemin sorumluluğundadır. Otonom sinir sistemi, vücutta yol açtığı değişiklikler bakımından iki ana başlıkta incelenir.
Bunlardan ilki olan parasempatik sinir sistemi, organ ve dokulara gönderdiği sinyaller yardımıyla genellikle vücudun enerji tüketimini azaltmaya yönelik çalışır. Kalp atış hızının yavaşlaması, kan damarlarının genişlemesi, göz bebeklerinin küçülmesi gibi değişiklikler, parasempatik sinir sisteminin sinyalleriyle gerçekleşir. Vücudu genel anlamda dinlenme moduna alan bu sistem ayrıca sindirim faaliyetlerini artırır.
Otonom sinir sisteminin diğer birimi olan sempatik sinir sistemi ise “savaş ya da kaç” tepkisinden sorumludur. Bu sistem sayesinde vücut, stresli ya da tehlikeli olabilecek durumlara karşı hazırlıklı hâle getirilir. Doğada vahşi bir hayvanla karşı karşıya gelmek ya da modern yaşamın beraberinde getirdiği, midede kelebek uçuşturan diğer stresli durumlarda sempatik sinir sistemi, enerji tüketimini artırmaya yönelik çalışır. Kalp atış hızı artar, solunum yolu ve göz bebekleri genişler, mide kasları kasılmaya başlar ve enerji üretimini hızlandırmak için daha hızlı nefes alınmaya başlanır.
Sempatik sinir sisteminin neden olduğu tüm bu süreçlere, adrenalin gibi hormonların artışı da eşlik eder. Bunun sonucunda mide yakınlarında bulunan kan uzaklaştırılır ve tehlike anında fazladan kan akışına ihtiyaç duyulabilecek kas gruplarına yönlendirilir. Böylece “savaş ya da kaç” tepkisi için gereken oksijen ve besin maddeleri ilgili kaslara iletilir.
Adrenalin aynı zamanda bağırsak kaslarının kasılma biçimini de etkiler. Bilim insanları, karın bölgesindeki kelebek uçuşu hissinin, kısmen de olsa bu kasların çalışma biçimindeki değişimden kaynaklandığını düşünüyor. Ayrıca midedeki bazı sinirler de bu duruma katkı sağlıyor olabilir. Kan, mideden uzaklaştırılırken oksijen düzeyindeki hızlı düşüşü algılayan duyusal sinirlerin de kelebek uçuşu hissine yol açabilme olasılığı üzerinde duruluyor.
Kaynaklar: